“Ne Ekersen, Onu Biçersin” Atasözünün Anlamı:
“Ne ekersen, onu biçersin” atasözü, insanların yaptıkları davranışların, söyledikleri sözlerin ve sergiledikleri tutumların sonucunu bir gün mutlaka göreceklerini anlatır. Yani bir kişi iyilik yaparsa karşılığında iyilik görür; kötülük yaparsa kötülükle karşılaşır. Bu söz, insanların hayatlarında olumlu ya da olumsuz her davranışın mutlaka bir sonucu olduğunu vurgular. Tıpkı tarlaya buğday ekenin buğday, arpa ekenin arpa biçmesi gibi…
Ne ekersen onu biçersin ile ilgili hikaye : Küçük Arda ve Sihirli Bahçe
Bir varmış, bir yokmuş. Yeşillikler içinde bir köyde, Arda adında meraklı mı meraklı, tatlı mı tatlı bir çocuk yaşarmış. Arda doğayı çok severmiş ama biraz sabırsız ve tembelmiş. Bir gün dedesi ona eski ve terk edilmiş gibi görünen bir bahçeyi gösterip şöyle demiş:
— “Bu bahçe artık senin, Arda. Ne istersen ekebilirsin. Ama unutma, ne ekersen, onu biçersin.”
Arda dedesinin sözünü kafasında pek önemsememiş. “Ne ekeceğim ki, keşke hemen meyveler çıksa,” demiş içinden.
İlk gün Arda bahçeye birkaç çiçek tohumu atmış ama canı çabuk sıkılmış. Ertesi gün biraz daha tohum atmak yerine, gölgeye geçip miskin miskin uzanmış. Komşu çocukları Canan, Zeynep ve Ali ise kendi bahçelerine her gün su taşıyor, toprağı havalandırıyor, sabırla emek veriyorlarmış.
Haftalar geçmiş, Arda’nın bahçesi neredeyse aynı kalmış. Ne çiçek açmış ne yeşillenmiş. Hatta bazı tohumlar toprakta küflenip yok olmuş. Ama komşu çocuklarının bahçeleri rengârenk çiçeklerle, taptaze domateslerle, salatalıklarla dolmuş taşmış.
Arda hayretle sormuş:

— “Nasıl olur ya? Ben de tohum ektim ama hiçbir şey çıkmadı!”
Canan gülümseyerek cevaplamış:
— “Ama biz sadece tohum ekmedik, onlara sevgiyle baktık, sabırla su verdik, toprağı temizledik. Sen ise sadece bekledin. İşte bu yüzden dedemizin dediği gibi: Ne ekersen, onu biçersin.”
O gece Arda yatağında uzun uzun düşünmüş. “Ben biraz üşendim ama toprağa hak ettiği ilgiyi vermek gerekmiş,” demiş içinden.
Ertesi gün erkenden kalkmış. Eline küçük bir kürek, bir sulama kabı ve bir sepet tohum alarak bahçesine gitmiş. Toprağı nazikçe havalandırmış, eski çürük tohumları toplamış. Yeni tohumları itinayla ekmiş. Her gün düzenli olarak suyunu vermiş, yabani otları temizlemiş. Aradan günler geçmiş, aylar dolmuş.
Sonunda bir sabah Arda’nın bahçesi renk renk çiçeklerle, salatalıklarla, biberlerle dolmuş. Köydeki herkes Arda’nın azmine hayran kalmış.

Dedesi ona gururla bakıp şöyle demiş:
— “Aferin Arda! Şimdi ne demek istediğimi anladın mı?”
Arda başını sallayarak gülümsemiş:
— “Evet dede, artık çok iyi anlıyorum. Gerçekten de ne ekersen, onu biçersin.”
Ve Arda o günden sonra sadece bahçesine değil, çevresindeki insanlara da iyilikler ekmeye başlamış. Çünkü artık biliyormuş: Emek verirsen meyvesini alırsın, iyilik yaparsan iyilik görürsün.
Ne ekersen onu biçersin hikayesinden çıkarılacak ders
Bu hikâye bize çalışmanın, sabrın ve iyi niyetin ne kadar önemli olduğunu öğretir. Emeksiz kazanç olmaz. Toprağa ne kadar güzel bakarsak, bize o kadar güzel ürün verir. İnsanlar da aynen toprak gibidir. Onlara sevgi, saygı, iyilik ekersek, karşılığında aynı güzellikleri biçeriz.